19 Ocak 2016 Salı

20'li Yaşlarımda....

20'li yaşlarımın başında sosyaldim.. Saçlarım göğüslerimde, yarı metal men - yarı ne olduğunun farkında olmayan öyle abidik gubidik bir şey..

Üniversite... karşı cinsle ilk yakınlaşmalar.. 'vuuu iyiymiş la bu, konunun üzerine gideyim ben birazlar'.... yaşıtlarının önünde/havalı gibi görünse de, özünde kırmız surat-utangaç-çekingen bir hayat..

20'li yaşların ikinci yarısı zengindim.. Yaşıtlarımın hepsinden çok kazanıyor, havalı yaşıyordum fanusumda..

Skor odaklı zamanlar bu döneme denk geliyor zaten.. İlk fuck-buddyler, ilk 'höh öküz!' ler..

Çok hatırlamıyorum bu dönemi ne yalan söyleyeyim... Rüzgar gibi geçti diyelim :S

30'larımın başı aşk dolu.. Bolca pişmanlık, bolca büyüme, saç-başta 2 ton beyaz... İlk kayıplar.. İlk boynuzlar.. Bıyık... İlk ciddi travmalar.. Madden dibe doğru yöneliş.. (Sevmedim 30ların başlarını; tavsiye etmiyorum daha gençlere)

Sonra?

Kendimi her geçen gün daha iyi tanıyıp ve sevdiğim yıllar... Sonrası için ahkam keser gibi tespitte bulunamayacağım henüz .. Ama güzel şeyler olduğunu hissediyorum.. Biraz geç oluyor sanki; ama güzel oluyor...


2 yorum:

Beauty dedi ki...

bence bıyık sana yakışmıyor.


jhfjkghjksdgs çok sığ bir yorum yaptım galiba. ama yakışmıyor.

iris dedi ki...

sanırım 20'li yaşlar hepimiz için rüzgar gibi geçiyor... ben o dönemlerde bir sürü yanlış adım atmış olsam da seviyorum yine de o dönemi :)

ama şiir beni bambaşka bir yere götürdü. ki zaten o günden sonra ne acı ki bu şiiri gülerek anıyorum hep.
vaktiyle bu şiiri sınavda sorup yorumlamalarını istemiştim.
kızın biri şöyle demişti (abartmıyorum inan):

kız yalnızlıktan çok bunalmış, eve üç tane adam atmış. ama adamlar kız için kavga etmişler, evi de çok dağıtmışlar. kız onları eve aldığına çok pişman olmuş :)))