Estetik anlamda beğendiğim kadınların pek çoğu, kafasını kaldırıp suratıma dahi bakmamaya başladı son yıllarda... Aynı ortamdasın, ama yokmuşsun gibi.. Ben ki yakınında sinek uçsa gayri ihtiyari kafayı kaldırıp bakan birşeyim; nasıl bu denli tepkisiz/kontrollü yaşayabiliyor kadıngiller, şaşıyorum.. (yanından geçiyorum ulan.. bir kaldır kafayı bak, in miyim cin miyim!).
Aksi gibi, nerede dikkatimi çekmeyen kadın var, onlar da inadına üzerime üzerime atlıyor hemen her seferinde..
Hani tırmalayanlar az olsa, "e öküz, ne yapalım; sendeki malzemeyle bu kadar" diyeceğim. Ama yok işte; Ali'nin Veli'nin talibi 1 iken(ama, ne bir!), Öküz'ün ki 5... Ali Öküz'e özeniyor, ne "çerez çıkartıyorsundur lan sen bu talepten" diye(iç ses: yeter aq, içim dışım çerez oldu!); Öküz Ali'ye özeniyor, "ben sana 10 tane 'ı-ıhh' vereyim, sen bana bir tane 'ohh miss' ver" diye....
Enteresandır; yine benzer şekilde, kimin aşık olmasını istediysem "olmadı" mesela.. "Neden istemiyorsun beni" demek, büyük bencillik; farkındayım.. Ama aksi gibi kimin aşık olmamasını için özen gösterdiysem de, göz yaşlarına boğuldu ardımdan.. Ya ben süründüm, ya onlar yani.. Ortak paydada buluşamadık bir türlü.. Her durumda travmalar defterime bir çizik daha attım; her durumda daha da içe kapandım, vicdan ve acizane kalp sahibi er kişi olarak..
10 tane "istemediğim" yerine, 1 tane "hıh, bak bu iyiymiş"'e, hatta "bu iyi gibi lan"'a dahi razıydım oysa..
Koyvermek lazım belki hayatı.. Bilemiyorum.. Daha az düşünüp, daha çok yaşamak.. (iç ses: "
hayat değişsin, sen ne değişiyorsun" 'u ben yazmıştım, öyle değil mi?)
Yahut, gel de açıkla bak; mevzu bahis "bel altı" oldumu, durum 180derece değişiyor mesela.. O normalde suratıma bakmayan cillop ablalar/pamela anderson'lar yanaşıveriyorlar bir şekilde..
Uzaktan/şeklen cezbedecek zerre kadar bir artım yokken üstelik..
Etfrafa yaydığımız enerjiyle ilgilidir belkide... Duygusal anlamda "kendi halinde/pasif" bir Öküz kimsenin ilgisini çekmezken; bel altı mevzuda "why not ;)" bir Öküz, "mmmmm" etkisi yaratıyor olabilir bünyelerde...
Anlamıyorum ki hayatı..
Duygusal, tertemiz şeyler yazdım mesela bloga, 41 çeşit küfür/eleştiri ulaştı eposta hesabıma.. En hardcore detayları paylaştım "ehihii çok şekersin" dendi(!?)..
Nasıl iş lan bu? Nerede hata yapıyorum ben?
40.000 defa tövbe etmiş olsamda bu mevzuda; hakikaten daha az düşünüp, daha çok yaşamak lazım sanırım şu hayatta... Öyle ya; ne kadar çok kadın tanırsan, o ölçüde "ihtimal" artar.. (İç ses1: Beceremem ki ben bunu :/ İç ses2: Niye lan; denemedin ki hiç normal olmayı?)
Onu kırmayacağım, bunu kırmayacağım derken ömür geçiyor... Çok düşünüp, hakikaten ardında ağlamaklı tek bir kimse dahi bırakmamış olsam, neyse.. "Sakınılan göze çöp batar" derler ya; aksi gibi "karşılıklı" göz yaşları, lustral'lar sel olup gidiyor her durumda..
Offff be blog....
"Alın misketlerinizi, verin misketlerimi... Oynamıyorum arkadaş ben!" demek geliyor içimden.... Onu dahi diyemiyorum.... Umudum var :/
[Arşivimdeki, yazıpta yayınlamadığım onlarca/yüzlerce yazıdan biri]
- Puffff Mod: On [1],
http://okuzunondegideni.blogspot.com/2010/08/puffff-mod-on.html