1 Mart 2022 Salı

Olmayacak Benden Adam

'Neden kendimce doğru biriyle rastlaşmıyorum?' bir yaştan sonra en çok kafa yorulan sorulardan biri oluyor. En azından benim için öyle; 30'larımda aklımın ucundan dahi geçmezdi oysa.

Bu sabah, hemen karşımdan gelen bir hanım elindeki kağıdı ayaklarımın dibine düşürdü; anlık bir refleksle eğilip aldım, kendisine uzattım... Eş zamanlı ve içten bir ses tonuyla gelen 'ay çok teşekkür ederim'e, 'rica ederim' diye karşılık verip, kafamı dahi kaldırmadan yoluma devam ettim. 

Dakikalar sonra dank etti sorunun yanıtı; 'rica ederim' dediğim kadının, suratına dahi bakmadım; ve ben bunu hep yapıyorum. 

Elbette tek sebep bu değil(dir); lakin, flört etmeye ve 'ihtimallere' bu denli uzaylı olmak gerçekten affedilir bir eksik değil şu hayatta. Rakip firmalar taştan çıkartıyorlar ekmeklerini; ben 'düzgün adam' olma saçmalığıyla ömrümü eskitiyorum.

İç ses: 7 yaşında değilsin artık be Öküz :(

Eğilip o kağıdı aldım, ve bunun karşımdakinin kadın ya da erkek olmasıyla ilgisi yoktu. Kapıyı tuttum, yine gelen kim, kadın mı erkek mi, güzel mi çirkin mi aklımın ucundan dahi geçmedi. Onlarca kez gördüm aslında o köşeyi dönerken çarpışan çiftin, düşen kitaplarla yeşerttiği duygusal senaryoları. 

Ama.... hiç... tın tın....

Eski bir manitayla yürürken bağcıkları çözülmüştü mesela; enteresan bir anı bu benim için; yazmış mıydım emin değilim. Odakule'nin kalabalığında eğilip ayakkabılarını bağlamıştım hiç düşünmeden; salya sümük ağlamıştı ve nokta anlam verememiştim o göz yaşlarına (dürüst olmak gerekirse hala çok basmıyor buna kafam).. 

Olmayacak benden adam...