23 Ekim 2009 Cuma

miiiiiii

altın olan her şey parlamaz 'ın mimi..

hmmmm..... hemen yazalım cevapları..

1- En sevdiğiniz 3 çiçek ismi:
Şaka değil mi bu?:) kullanıcı adımı boşuna mı öküz koydum ben?.. (çiçek demeyelim de, terasta, balkonda yetiştirilebilen ve susuzluğa görece dayanlıklı her türlü
yeşilliği severim aslında. hele bir de bana faydası varsa; en güzeli(çeri domatesler, elma fidanları, kokusuyla yasemin, hanım eli falan)

2- Gerçekleşmesini istediğiniz 3 hayaliniz:
hmmmmmm.. ilk 3 demeyelim de, 6-7. sıradan sonrası şu şekilde olurdu herhalde:
a)yolda, plajda, alışverişte, sinemada vs rastladığım her memeyi sıkabilme özgürlüğü.
b)kendi istediğim bir kadınla ilişki(sanırım, hep seçilen kişi oldum)
c)antartika... yahut kuzey ışıklarına bir yolculuk..

3- En sevdiğiniz ve sevmediğiniz 3 huyunuz:
sevdiklerim.
a)yükse dozajda sakinlik ve evcimenlik
b)yalan-entrika-ard niyet bilmezlik(hep derim: ummadığınız kadar "saf", ve yine ummadığınız kadar tilki biriyimdir)
c)şöyle şöyle iyiyim demek çok komik yahu... genel olarak, fazlasıyla "iyi/temiz" biri olduğumu düşünürüm hep. o kadar yazayım(utandım)..

kötüler:
a)bel altı mevzularda, iradeye sıklıkla sahip olamamak.
b)köşeli jetonların pantolonumda bolca bulunması.
c)rekabeti sevmemem, ve bu durumun getirdiği sosyal iletişim bozukluğu.

4- Gıcık olduğunuz 3 hareket:
a)ucuz ve salakça erkeklik gösterileri/erkeklik beklentileri.(zibidilerin yahut salakların erkeklik anlayışı)
b)kadınlar arasındaki, biz erkeklerin çoğu zaman farkına dahi varmadığı şeytani savaş.
c)"beni değiştirme", "beni seviyor musun", "ufff çok asık suratlısın, gülmelisin!" vb tüylerimi diken diken eden tavırlar.

son soruya cevap vermek istemiyorum izninle. herkezin kötü anıları vardır...

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Dünden beri takık vaziyette blogunu okuyorum. Şimdiye kadar okuduğum yazılarında, birkaç kez "hadi ordan, iyi niyetli erkek mi hahaha, bırak yea" gibi tavrılara karşı kendini ispat çabasına sokulmaya çalışmaktan şikayet ettin (uf bi an cümle hiç bitmeyecekmiş gibi geldi! zaten bozuk da olmuş. neyse..)

Bunun sebebini buldum (ahaha ev tipi tespit)Sürekli, sürekli, ama sürekli "öyle iyi niyetliyim ki, öyle safım ki, öyleeeee temizim ki, allahım ölüyorum iyilikten" diyorsun istisnasız her yazında. Demesen de ima ediyorsun, ama çoğunlukla üzerine basa basa zaten diyorsun. Bu kadar çok söylenince itici bulunuyor olabilir. Veya "içinde olmayan dilindedir" görüşünden hareketle tamamen rezil kepaze pis bi herif olduğuna inanılıyor da olabilir.

Ben böyle bir izlenime kapılmadım, zira çok gülüyorum yazdıklarına, arada işleri boka sardırınca da aynı samimiyetle anlatışına filan.

İnsan iyi meziyetleriyle övünür elbet. Ben de şahane bi kadınım mesela (doğru yere koydum mu bu lafı acaba, du neyse) Ama bu kadar çok bu kadar sık "ben şöyleyim böyleyim" yaptığın içindir tepkiler, diye düşünüyorum. Bunu yazanların hepsi de kadındır eminim. (Uff uzayacak ama bunu yazmam lazım, dinle bak...)

Biz kadınlar 1 yaşında yüz ifadesi ve ses tonu okuyabilmeye başlıyoruz. Beynimiz böyle çalışıyor. Bizim beynimizdeki "algı/ifade"ye ayrılmış bölge siz erkeklerdekinden 3 kat daha gelişkin. Dolayısıyla senin bir şeyi ikibin kez söylemen, bir erkekte değil ama bir kadında "Bunu niye bu kadar çok tekrarlıyor ki? Bi bokluk var bu durumda" sinyallerini çalıştırıyor. Elimizde değil, bilinçli olmasa bile bu alarm başlıyor ötmeye.

O yüzden, kızma seni riyakar zanneden kadınlara. Bu sadece bir iletişim sorunu. Senin sistemle benim sistem farklı çalışıyor. Bunu kabullendikten sonra bence söylenenleri de çok kişisel almayabileceksin (en azından "ispat çabasına sokuyorlar" diye rahatsız olmayacak, daha huzurlu bir öküz olabileceksin belki?)

Ay yoruldum.

Bru