23 Ocak 2014 Perşembe

Küçük Prens

Küçük Prens hikayesini sevmediğimden bahsetmiş miydim?

Le Petit Prince... İsme bak.. İsminde hayır yok; ipne gibin buşt gibin bir şey..

Ne abi, noluyor öyle uzaylı prens olunca? Çiçek falan yetiştiriyordu kıl herif..

Artiz pez.ng, noolcek!



Selahattin Duman çok güzel yazmış yazmasına da; ben pek gülümseyemedim nedense :S http://m.gazetevatan.com/Columnists/Article?ID=351529

5 yorum:

zerdaliler dedi ki...

Küçük Prens hikayesini severim. Olaya yine fazla kendi pencerenden bakmışsın; ama olsun. Netice de bu da senin görüşün. Ama büyüdükçe bize öğretilen, içine hapsolduğumuz kurallar "Fil yutmuş bir boa yılanı" örneği ile çok güzel özetlenmişti bence kitapta. Sevgi şiddeti içeren bir toplumda, yetiştirilen çocuklar, sadece kendi kurallarımıza göre var olabiliyorlar maalesef.

Selahattin Duman'ın konuyu ele alış şekli çok tek düze, olaya çok sığ bakmış. Kendince gözlem yapmış, yaptığı gözlemleri de çatır çatır yazdığını zannetmiş. Bu dediklerinde geçerlilik payı yok mudur elbette vardır. Ama neden-sonuç ilişkisi bu kadar basit olmamalı. Okumuş kadını yorumlayış şekli bu kadar sığ olmamalı... Neyse çok söylenir; ama söylediklerim ne kadar anlaışılır; şaibeli.

Ha! Neyse ki "Adsız" değilim.

Öküzün Önde Gideni dedi ki...

la havleee..

lady dedi ki...

zerdaliler ve benzerleri snrm seni hiç anlamamış.. üzgünüm ama (bi grubun) anlamalarını da bekleme öküzcüm.. biraz ti ye alıp gırgır geçmeyi beceremeyen nesil var.. :(

bence sen eğlencelik yazılara devam..
bi de yazma yanıt be cicim, rahat ol seenn ;)

ah ah nerde o eski bloggerlar ;)

yazmasam delirirdim dedi ki...

Küçük Prens, Genç Prens olmuştuuu bilmiyoooo musun :)))

Adsız dedi ki...

Belkide adsızım bilemezsin