29 Eylül 2009 Salı

Sahte Bekaret Kanıymış.. pehh!

Az önce hurriyet.com.tr'da, Mısır ve Suriye'de satılan "sahte kızlık zarı kanını" ve ilgililerin bu ürüne tepkilerini özetleyen bir haber okudum.. ( bknz: http://www.milliyet.com.tr )

Büyük şehirlerde var mı hala böyle insanlar merak ediyorum. yok benim çevremde o "kız" dediklerinizden. (daha gençken mıkatıs gibi çekerdim bu hanımları; ama şahsen, son 6-7 senedir hiç rastlamadım/duymadım)

Büyük şehirlerde yaşayıp da, 20 yaşının üzerinde yeni dünyaya yelken açmamış kadınların(pardon kızcaazların) olabileceğini pek düşünemiyorum.

Erkekler neyse... Sanıldığının aksine , modern erkekler avlanmayı öğreninceye kadar aç kalmaya mahkum durumdalar; en azından ben ve çevrem öyleydi(hemen hiç bir modern genç erkek karaköy kerhanelerinin yolunu bilmez. yahut hiç bir modern erkek siftahını ırıspılarla yapmaz diye tahmin ediyorum.). Artık; ne zaman "yok bu iş böyle olmayacak" deyip canlarına tak ederse, o zaman öğrenirler avlanmayı..

Kadınlarda durum farklı.
Malum... ucube, şişman, genç, yaşlı falan ayırmaksızın tüm meme sahiplerine aslılır memleketimin avlanmayı öğrenmiş ve biraz da ar damarı çatlak erkekleri. Bu sebepledir ki, 15 yaşından itibaren her dişinin onar-onbeşer aç talipleri olur memlekette.. Ve yine bu sebepledir ki, yeni nesil dişiler, modern erkeklere kıyasla çok daha kolay ve hızlı öğrenir/yaşar bel altı mevzuların hayalden gerçeğe dönüşümesini.

Öyle olmalı da zaten(iki paragraf önceye geri dön). Kiminle yarışıp, kimin doğasına ters düşmeye çalışıyoruz ki?(bknz: doğa)

Yani, olabiliyorsa olsun tabi. Başkaları "olmalı" dediği için değil; asla zorlama yapılacak bir halt değil bu. Ama akın akın içten gelen bir şeyi baskılamak; hele hele başkalarının doğruları yüzünden yapmak bunu.. yok; bu hiç bana göre değil işte!

Bir de haberin altına yorumlar gelmiş.. "nereye gidiyor gençliğimiz!!" falan diye..

Yahu bir yere gittiği falan yok.. eskiden neyse, şimdi de o.. 40 yıl önce de kadınlar 18-20'sinde sex yapmaya başlıyordu, şimdi de.. hatta eskiden daha erken başlanıyordu. (sanki, 12 yaşında bilmemne yapıyor çocuklar)..

Hangi vicdan sahibi şu gençlere "yapma" deme hakkını kendinde görüyor? Sen yapmadın mı, yapmıyor musun be kıro? Senin gibiler yüzünden bu yollara itiliyor gençler. Gençliğimiz nerelere gidiyormuş? Çok görüyorum akşamları terastan, bunu söyleyen gibilerin caddede travestilerle nasıl pazarlık yaptığını.

bir de körler sağırlar birbirini ağırlar durumu var. 25 yaşında modern memleketim kıznı "el değmemiş" ümidiyle almak, ancak böyle açıklanabilir sanırım.

iyi abicim... keyfiniz bilir.. yapın kızlarınıza baskı... alın ömrünün 10 yılı baca temizletmekle geçmiş memleketim sözde namus timsallerini...

iğrenç yahu. karaktersizlik bu! nasıl bir kendine güvensizliktir.. nasıl bastırıldı kadınlar bu kadar... benim kafamda bir erkek için baca temizleticisi sözde namus timsallerini anlamak, saygı duymak çok güç! yapmayın bunu kendinize.. karakterinize, ruhunuza yazık yahu. ya dik durun, ya dürüst olun, ya da ne bileyim becerebiliyorsanız sabredin..(küçük şehirlerde yaşayanlara değil burada sözüm. onların yaşadığı ortam çok farklı. ataerkil ezilmişliğe/korkuya saygı duyarım. tek yapabilecekleri sabretmek sanırım. umarım onların sabretmesi, daha az şey gördükleri için görece daha kolaydır)

Kadın olmak zor zanaat.
Bekara karı boşamak kolay hesabı, hep söylerim: "kadın olsaymışım kimseye vermez, 18-20'imde kendim parça pinçik ederdim o zar zımbırtısını" diye. Aksiyona kaç yaşında geçerdim o başka mevzu; paşa keyfim bilir... ama, muhakkak kutulurdum o zımbırtıdan. Şeyimin hesabına kim ne karışırmış, hangi ahmak baskı altında tutarmış yahu?

Kimileri de aşık olup, öyle verme derdinde.. yahu şimdi aşık oldukları adamlara 2 ay sonra ana avrat düz gittiklerini, yahut 35'ine yaklaşıp da hala vermek için aşık olmayı bekleyenleri görmesem "tamam" diyeceğim.... bu da hikaye.... ne varsa parmaklarda-bilimum zerzevatlarda var, diyeyim ben size:)

(İşin dini boyutu var; tamam kabul.. zina kötü şey.. ama 30 yaşına gelmiş bekar bir kadına, "neden seviştin" değil, en en fazla "neden evlenmedin" denebilir diye düşünüyorum. onun da cevabı hazır = şartlar/dünya malum; gel de sen evlen!.. Nasıl olacak bu iş? Kaldı ki, zinayı göze alan yalnızca kadın da değil.. erkekler de aynı b.ka bulaşıyor. Şahsen, mevcut şartların[bekar-30yaş-el insaf] ciddi anlamda hafifletici sebep olacağını umuyor; "en büyük günahım bu olsun" diyorum)

Yok yok ... kadın olmak zor zanaat; ya çoooook fena asi kız olup çıkardım.. ya da birilerini keserdim... (kim ne karışırmış şeyimin işine yahu!; bak hala geçmedi sinirim)

9 Eylül 2009 Çarşamba

en büyük hayalim

Ahahaa:) az önce benedicta'nın blogunda okuduğum çocukluk hayalleriyle ilgili yazı, kendi çocukuk hayalimi anımsattı.

Parmak uçlarını birleştirince zamanı durduran, babası uzaylı bir kız vardı TRT 1 zamanında...

Çocuk milleti durmak, yorulmak bilmeksizin hayal kurar ya....
Millet yunus olup dünyaları arşınlama hayalleri kurarken; ben tıpkı o kız gibi zamanı durdurup, istediğim kadının memelerine dokunabilme hayalleri kurardım:))

Meselaaaaaaaa,
Harala gürele bir iç mahalle maçının olmadık bir anında, seyirciler arasından bir kızın eteği açılmış(-ki 12-13 yaşlarımda, ilk çıkma teklifimi aldığım kızdır kendileri/elbette elime yüzüme bulaştırmıştım/); ama ben manzarayı henüz tam kavrayamadan olay sona ermişti. o an, zamanı durdurmayı çok istemiştim mesela..



ahanda bu da, evie'nin büyümüş hali:)

biiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiip

Sosyal içerikli yazı yazmayayım diyorum şuraya. Sırf eğlencelik olsun; vur patlasın çal oynasın diyorum(ki ne sevimsiz bir laftır bu 'VPÇO')...

Ama ne mümkün; kusuyor bünye. Yazmam, deşarj olmam lazım.

Şükür Kadıköy'de bir sorun yok; ama İstanbul'un yarısı can pazarında bugün.
10'larca ölü, trilyonlarca maddi zarar var..

Aklım almıyor, almak istemiyor...
Böylesine bir manzarada dahi kimilerinin tek derdi, daha çok-daha hızlı yağma yapabilmek.

Lcd televizyonundan tut, 30kg'luk koca koca boya kolilerine..

Nasıl üşüşmüşler ortalığa saçılan mallara.. yüzler nasıl mutlu... 3 adım ötede kıyamet kopuyor, 3 adım beride 100'lerce kişinin gözlerinin içi ışıl ışıl.

Mesele, olayın 2 adım ötesinde yağma yapılması da değil. Bu şey gibi: yolda yürürken cebimden para düşüyor, arkamdaki adam olayı gördüğü halde usulca yerden paramı alıp ters yöne gidiyor.

Yahu ne tip vicdanlarınız var sizin? Nasıl insanlarsınız? Çocuk olsa eyvallah diyeceğim; düşünemez, gaza gelir vs.. Ama koca koca adamlar, kadınlar..

Utamadan uzatılan tv kameralarına röportaj veriyorlar!

Nasıl kullanacaksınız o ÇALDIĞINIZ eşyaları? hiç mi rahatsız olmayacak vicdanlarınız elalemin yanan canından fayda sağladığınız, ÇALDIĞINIZ için?

O ortamda ne tip bir insanın aklına "oh oh mallara bak.. amma para ederler; alıp kaçayım" vs gelir?

Siz insansanız ben neyim? ben insansam siz nesiniz?

Müslüman ülkeyiz bir de, öyle değil mi? halk şöyle asil böyle asil.
Başörtülü kadınlar, delikanlı erkekler dolu ortalığa saçılan malların üzerinde.

Apaçiler gibiler.. Gözleri dönmüş!

Yaptıkları işin farkına varıp çaldıklarını geri vereceklerine inanmak istiyorum; ama polyanna'cılık da bir yere kadar.

Herneyse...

Yanlış bir şey söylemek istemiyorum. ama birilerine okkalı bir küfür etmem lazım.
(ki ettim zaten başlıkta, haberiniz yok)

7 Eylül 2009 Pazartesi

bir soru

Hangisi daha keyifsizdir?
Bomboş/heyecanı unutmuş bir kalp mi, canı yanan/kırık bir kalp mi?

4 Eylül 2009 Cuma

Salaklıklarım 3

1- Banka kartlarının ATM'lere ne şekilde sokulduğu hususunda tereddütlerim var. Her seferinde 1-2 deneme yanılmayla tutturuyorum. Tamam, chip kısmı yukarıda olacak... da... ya gerisi?

2- Göz çapkınlığı, "ayıp ulan!" bir durum olmadığı varsayımıyla gayet olağandır benim dünyamda. Güzele / beğendiğime bakarım. Radarlarım, 50mt yarı çaplı çember içerisindeki uçanı kaçanı kaçırmaz kolay kolay.

Ama serde salaklık var ya, karşılık verildi mi de utanırım sıklıkla:(
Düşünün; bir hanımı fena beğenmişim.. bütün gece gözlerim üzerinde olsa dahi, karşılık aldığımda kuvvetle muhtemel kaçırırım gözlerimi. "yok ben sana değil; tavana bakıyordum" imajı verip, caanım sevgili aday adayını soğuturum kendimden. (gerçi çok uzun zamandır yaşamadım bu tip şeyler; yıllar insanı afedersiniz "falloşlaştırıyor".. toparlamışımdır artık belki. kimbilir.. denemek lazım)

3- Bir o kadar da beceriksizim/kabiliyetsizim kadın-erkek ilişkilerinde..
Hiç unutmam; katıldığım gezilerden birinde kızıl saçlı/cillop gibin bir hanım kestirmiştim gözüme. bir insan 5 saat boyunca birlikte yürüyüp de, 2 küçük laf dahi etmeyi becerememz mi yahu? Lafı geçtim, uzaktan / çaktırmadan 2 kare fotoğrafını dahi çekemedim.

Ama.... Siz yaptınız beni böyle..
20-25 yaşıma kadar tükkanın önü dolup taştı.. Kılımı kımıldatmama gerek kalmadığı için de, "tavlama/yavşama/bıkmak usanmak-reddedilmek bilmeden saldırma/yalandan iltifatlar düzme" sanatlarını öğrenme ihtiyacı hiç duymadım bu yaşa kadar. Ne olduysa bir anda oldu; ve nerede gargamel burunlu yahut dombili var, bir tek onlar bakıyor artık vitrinden içeri.

Balık tutmayı da bilmiyorum, ki gidip kendi balığımı kendim tutayım.


4- Hani demiş ya Mevlana, "ya göründüğün gibi ol, ya da olduğun gibi görün" diye.. Ben bu işi bir ömür beceremedim sanırım. Bütün çocukluğu zıplayarak neşe içinde geçmiş ben; şimdi meymenetsiz suratlıların önde gideni dolanıyorum sokaklarda.

Tamam party men! de asla değilim; kabul. Eğlence anlayışım alışılagelene kıyasla bambaşkadır(hatta unutmazsam yazayım bunuda).
Ortalamanın keyif aldığı şeylere uzak olduğum için de, suratsız tarafımın ön planda olması görmezden gelemeyeceğim bir gerçek.

Ama içimin/özümün suratsız olduğuna asla inanmıyorum. aksine, gayet de sıcak kanlı olduğumu düşünmüşümdür hep(kendim olabildiğim ortamlarda sıklıkla "en sıcakkanlı" ben olurum).

Yalnızca en yakınıma gelebilenlerin gördüğü/bildiği bir sıcakkanlılık.. ya dışarısı??... yabancılar?? kime, ne faydası var bu gizli sıcakkanlılığın? neden dışarıya karşı bu denli kasıyorum? hiç bir fikrim yok.

Bazen kendimi Özhan Canaydın'a benzetiyorum.. Küçük Özhan Canaydın..

5- 30'umdan sonra süt içmeye, sütü sevmeye başladım. sen onca yıl 'bebe miyim ben, ne sütü! kola içeceğim ben!' diye gezin.. sabah akşam çay/kahve/kola lüple... boy kalsın tıfıl tıfıl.. sütü sevmeye / içmeye 30'undan sonra başla; olacak iş mi?

6- Az kaldı sopa yememe. Elin köy yerlerinde fotoğraflanacak sümüklü çocukları kovalayıp duruyorum. Geçenlerde "bey koş!! sakallı, bıyıklı bir adam bizim kızın fotoğraflarını çekiyor!" cümlesini dahi duydum.. Allah sonumu hayretsin..

7- Asosyalliğin b.kunu çıkartmak üzereyim sanırım; ki sahil koşularımın saati 24:00'e dayandı dayanacak. (e anacım, milletin evi yurdu yok mudur anlamıyorum. 7*20 sahilde bütün kadıköy'lüler)

8- Konu 'hayatı ertelemek' olunca, benden iddialısı var mıdır bilemiyorum.

Salaklıklarım 1: http://okuzunondegideni.blogspot.com/2009/03/salaklklarm-bolum-1.html

Salaklıklaırm 2: http://okuzunondegideni.blogspot.com/2009/03/duduklu-tencereler-salaklklarm-bolum-2.html